Paramızı temel içgüdü ile “Hayallerimiz” için harcıyoruz.

 Bazen hiç kolay kazanılmayan paramı tamamen “hayallerim” için harcadığımız fark ettim. Bu konu ile ilgili gözlemlerimi ve deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.

Bir zamanlar “Güzel vücut” sahibi olma hayali ile 1 senelik spor merkezine abonelik satın aldım ve tabi ki düzenli gidemedim. Gerçek hayatta güzel vücuda sahip olmak için çok da para harcamaya gerek yok aslında. Evinde video programla yada parkta koşarak bu “hayali” gerçekleştirebilirim. Tabi bunun için ciddi çalışma gerekiyor.  
“Güzel” olmak için ihtiyacımdan çok daha fazla rujlara, kremlere harcadığım paralar da azımsanmayacak derecede. O anda alışveriş merkezinde görüyorum ve “güzel” olma hayali alıyorum, akabinde kullanmayı bile unutabiliyorum.
“Güzel vücut” için diyetisyene verilen paralar. Sanki diyetisyene para verdiğin anda o kilolar gidecek.  Gerçek hayatta zayıflama, belli planın çizilmesi ve ciddi bir kararlılık ile uygulama ve yemek yeme alışkanlığını değiştirme ile gerçekleşebiliyor. Burada diyetisyen sadece planlama kısmında yardımcı olabiliyor. 
“Havuzlu ev almak” için ve havuz bakımı için verilen paralara da yazık bence. Şu anda İstanbul’da havuzsuz yapılan site yok sanırım. Ama gözlemim özellikle kış ayların nerdeyse havuz giden yok. Yazın da başka alternatiflerden dolayı yine o havuza çok da girilmediği oluyor.  
“Akıllı ve prezantabl” görüntüsü sergilemek için baya pahalı gözlükler için para harcandığını biliyorum etrafımdan. Hem komik geliyor, hem de hak vermiyor değilim. Ben ise mecburiyetten gözlük takan birisi olduğumu için biraz tuhaf geliyor.
Sonuç olarak,  bu "güzellik" hayali yine "seks" içgüdüsünden kaynaklanıyor olabilir. Blogcu annenin de tereddütle yaklaştığı subliminal mesajda  belki  gerçekten bir şeyler var?

Daha bilinçli bir tüketim toplumu olmamız hayali ile, kendime ve hepimize akıllı alış verişler ve paramızı iyi düşünerek harcamamızı diliyorum!