İletişimin İyisi, Kötüsü Olur mu?

İletişimin iyisi kötüsü olur mu?  

İletişim çift taraflı bir konu. Sözlü olabilir. Sözsüz olabilir. Her türlüsü olabilir. Taraflar bilgi alış verişinde olabiliyorsa iletişimden söz edebiliriz. 

İletişimsizlik ise herhangi bir bilgi alış verişinde olmamak. Kapalı olmak belki de. 

İletişimin iyisi kötüsü neye göre belirlenir? Belki de başta konulan amaca ulaşıp ulaşmamada. Başta koyduğumuz amaca ulaşıyorsa o zaman amaca hizmet eden iletişimden bahsedebiliriz. İstediğimiz amaca ulaşamıyorsa belki de amaca hizmet etmeyen iletişimden bahis ederiz.


21. Yüzyılın trend konularından biri olan iletişim. 

Beden duruşumuz, giyimimiz, mimiklerimiz, enerjimiz daha biz hiç bir şey yapmasak bile çok bilgi aktarabiliyor karşı tarafa. Karşı taraf da bazen onu kendi algılarına, varsayımlarına göre algılayabiliyor. Burada kilit kelime -varsayım. Benim hiç varsayımım yok diyen biri var mıdır, acaba? 

Örneğin biri daha konuşmadan birçok varsayımlara varabiliyoruz, çok cahil birine benziyor, çok entellektüel birine benziyor, kesin X yada Y kesimine aittir, yada kesin budur şudur.

Başka bir örnek. Tanıdığım X kişisi bana bakmadan önümden geçti gitti. Yöneticim yüzüme bile bakmadı. Demek ki benimle görüşmek istemiyor (1. Varsayım, belki gerçekten seni görmemiş ve ciddi bir problem ile uğraşıyor olabilir değil mi?), bu varsayım üzerine başka varsayımlarda inşa edilebilir: ‘Zaten o benimle görüşmek istemez’, ‘Bana küstü mü acaba’, ‘Kesin beni sevmiyor, zaten ben sevilmeyen biriyim’ gibi varsayımlar zincirleri ile yaşayabiliyor insan. 

Peki bu varsayımlar her zaman doğru mu? Bu varsayımlarımız olmasa idi karşı taraf yada ilk defa gördüğümüz, okuduğumuz, resmini gördüğümüz biri ile nasıl bir iletişim kurardık? Bu bizlere neler kazandırıdı? 
Belki de, iyi iletişimi kötü iletişimden ayırt eden varsayımsız ve gerçek bilgiye dayanan iletişimdir? 

Peki, bu bilgiler ışığında sosyal medya ile kurduğumuz iletişimler ne kadar iyi, varsayımsız ve geçek bilgiye dayanıyor? 

Bazen varsayılarımız sayesinde farkında olmadan hem kendimize hizmet etmeyen hem de gerçek olan biten ile alakası olmadan kararlara varabiliyoruz. Bu da bizim hayatta belki de istediklerimizi almakta, hayattaki neşe, mutluluk ve ilerlememize engel oluyor. 


Fark edebiliyor musunuz? Belki de birşeyler düşünürken, bu gerçekten olup biten mi yoksa varsayım mı diye sormamız ve daha sonra da bu düşünceler olmasa idi ben nasıl biri olurdum sorusu bizim farkındalığımızı arttıracak? 

Sevgilerimle,

PS. Bu arada bu bilgileri kısmen aldığım koçluk eğitiminden esinlenerek paylaştım, profesyonel koçluk almak ister, belki de varsayımlarınızdan arınmış biri olarak hayata devam etmek isterseniz, benim ile irtibata geçebilirsiniz.  





Yorumlar